Ana Sayfa    Yazı    Sızı   Alıntı    Mercek   Sizden Gelenler     Linkler     Hakkımızda       Ömer_Çelik-Verin Kararınızı Kırın Kalemlerinizi
 

 

 

Verin kararınızı kırın kalemlerinizi...

 

BEKTAŞİ’ ye sormuşlar ‘mutluluk nedir?’ diye, cevap vermiş ‘kirazı yersin, geriye çöpü kalır, işte odur mutluluk’ demiş.

Tam bulmuşken kaybetmenin bulmanın bir parçası olduğunu, bir kere bulunan bir coşkunun ellerinizden uzaklaşsa da aslında bir daha asla kaybedilmeyeceğini bundan daha iyi anlatmak  mümkün mü?..

Argon’ un ‘mutlu aşk yoktur’ demesine inanmamak, Benjamin’ in ‘Son Bakışta Aşk’ ına kanmamak gerekir, kirazları yemek ve çöplerine razı olmak değildir mutluluk, kirazdan alınan tadın elde kalacak çöplerin ötesinde olmadığını bilmektir...

Neşe ve mutluluğu, hatasız sevgilerde, rahat ve güvenli yaşamların sıradanlığında ararsanız, bulduğunuz artık sıradanlıklardan bile sıkılmayı unutmuş bir ruh, itibarı neşe zanneden, aradaki farkları bile unutmuş bir gönül olacaktır...

Oysa neşe ve mutluluk, ne tek başına tatlı bir kirazın damakta bıraktığı tattır, ne de acı ve hüzün, kirazın tadı damağınızı terk ederken elinizde kalmış çöpten ibarettir...

Belki mutluluk mine çiçeği gibi tek başınadır, belki hüzün papatyalar gibi çokçadır...

Acıyı ve hüznü kovmayın gönlünüzden, gönlünüzün tahtına buyur edin tüm burukluklarınızı, bağrınızı açın tüm terkedilmişliklerinize...

Neşelenin...

Bir kirazı zevkle yiyin, elinizde kalan çöple barışın, neşeniz Roma’yı yakan Neron’ un korkaklığından ilham almasın ama Polyanna’ nın kendi kendini kandırmasına da benzemesin, ne Neron olup başkalarının mutsuzluğu üzerine kurun mutluluğunuzu, ne de Polyanna olup olmayan mutluluklarla kandırın kendinizi...

Aşk’ ın kanıtı olan bir damla gözyaşına katık olan tek bir gülüşün dünyayı gözlerinize sığdırmak olduğunu unutmayın, tankın gövdesine yerleşen bazuka mermisi gibi yerleştirin gülüşlerinizi  Neron’ un korkaklığının ve Polyanna’ nın uyduruk dünyasının alnına.

Neşeyi ayakta tutun, dünyayı umudunuz değiştirecek...

Yalınayaklı, elleri kirli, kara gözleri ile dünyayı seyreden, saçları dağınık, annesini kaybetmiş bir çocuğun bile bir tas kirazla mutlu olacağını unutmayın.

Neşelenin, devrim başlasın.

Bir örgüt kurun, ilk bildiriniz ‘Kimsesiz çocukların Rabbi olan Allah’ ın adıyla’ başlasın.

Bir örgüt kurun, militanlarınız annelerinin terk ettiği çocuklara kiraz dağıtsınlar.

Kirazları ikram edin çocuklara, yesinler, doyasıya tadına varsınlar, ellerinde kalacak çöplere bakarken hem mutlu olsunlar, hem de terk edilmenin hüznüyle barışsınlar.

Bırakın korkularınızı, içinizin arayan ve özleyen yerlerini tutan ne varsa kırın, koparın, dağıtın.

Neşeyi herkes kendince yudumlasın, neşelenin, işler yoluna girecek...

Mutlu olmayı ciddiye alın, mutluluğa dair umutları korkaklıklarınızla yıkmayın, başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurmayın, mutlu değilseniz mutlu görünmeyin, sıradanlıkların boğuculuğunu mutluluk zannetmeyin, kendinizi kandırmayın Neron da olmayın Polyanna da...

Kimsenin dünyasını yıkmayın, kendinize sahte dünyalarda kurmayın...

Aşkı, sevdayı, tebessümü, nazı içinizde hissedin, karşılık beklemeyin, beş dakika sonra yola çıkacak bir intihar komandosunun gitarıyla çaldığı bolero’ nun nağmeleri gibi olsun gülüşleriniz, salın kahkahaları yer yüzüne ve ardınıza bakmayın bir daha...

Bir militanın son kez dokunduğu gitarın nağmeleri rengi solmuş fotoğraflarla barışsın artık...

İçinizde kurduğunuz dünya, dışarıda yepyeni bir dünya kuracak, karşılıksız bir nağme, güneşin yedi renginin sancısı olacak.

Neşelenin, kirazları yemektir hakkınız,  çöpleri kucaklamaktır cesaretiniz... Aşk’ ın kanıtı olan tek bir damla gözyaşına katık ettiğiniz gülüşler ile kurduğunuz dünyaları seyre dalmışken, bir de bakacaksınız ki dışınızdaki dünya isyanın ve coşkunun cezbesine ulaşmış bile...

Çocuklarınıza Yüce Peygamber’ i, cesareti, aşkı, fedakarlığı anlatın, bir tas kiraz verin ellerine, ister yesinler ister toprağa saçsınlar. Kirazların çöplerini ayıklamayın, mutluluğu acıdan ayırarak koflaştırmayın...

Karanlığa karşı tetik nasıl çekilir diye soranlara, bir çocuğun başını okşayarak cevap verin, neşelenin, sokağa çıkın ve bir çocuğa kiraz verin, çıkın sokağa...

Neşelenin, gönlünüzün arayan ve özleyen yerlerini kanatan ne varsa söküp atın, söz’ ün peşinden gitmenizi engelleyen kaygılarınızı, oyuncaklara ihanet eden korkaklıklarınızı idam edem edin, şöleni kirazlarla süsleyin, mutlu olun.

İdam edin içinizdekileri tutan şeyleri, verin kararınızı, kırın kalemlerinizi...

Neşelenin...

Önce söz vardı, söz Tanrı’ daydı ve söz Tanrı’ ydı.

Önce söz vardı, sonra dünya var oldu.

Neşelenmek için işlerin yoluna girmesini beklemeyin.

Neşelenin, işler yoluna girecek.

                        Ömer Çelik

 2 Haziran 1996 – Yeni Şafak

 

                                                                                                                                                                                             

 

Geri ] Yukarı ] İleri ]

      

        Tasarım Elif

 

 ***Yenilikler***

Yazıya Yeni Yazılar

Sızıya Yeni Şiirler

Alıntıya Nazan Bekiroğlu'ndan Alıntılar

Merceğe  Cahit  Zarifoğlu Linki

Mevlanaya yeni bölümler ve

Mesneviden yeni hikayeler Eklendi

 

 

 

 

 

 

 

 

Ana Sayfa    Yazı    Sızı   Alıntı    Mercek   Sizden Gelenler     Linkler     Hakkımızda Geri ] Yukarı ] İleri ]