Ana Sayfa    Yazı    Sızı   Alıntı    Mercek   Sizden Gelenler     Linkler     Hakkımızda       Sözler
 

 

                                                                                                                                                                                 

 

Dildeşinden ayrı düşen, yüz türlü nağmesi olsa bile dilsizdir.

Gül solup mevsim geçince artık bülbülden maceralar işitemezsin.

Her şey mâşuktur, âşık bir perdedir.Yaşayan mâşuktur, âşık bir ölüdür.

Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!  

******************

Sedef kanaatkâr olduğundan inci ile doldu.

*****************

Aşıklık gönül iniltisinden belli olur, hiçbir hastalık gönül hastalığı gibi değildir.

Aşığın hastalığı bütün hastalıklardan ayrıdır. Aşk tanrı sırlarının usturlâbıdır.

Âşıklık ister o cihetten olsun, ister bu cihetten ... âkıbet bizim için o tarafa kılavuzdur.

******************

Dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır, fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır.

*****************

 Sedef kanaatkâr olduğundan inci ile doldu.

*****************

Her odunun kokusu dumanından meydana çıkar.

*****************

Ruhumuzda da hayal yok gibidir. Sen bütün bir cihanı hayal üzere yürür gör!

*****************

Zekat verilmeyince yağmur bulutu gelmez. Zinadan dolayı da etrafa veba yayılır.

*****************

Kim dost yolunda pervasızlık ederse erlerin yolunu vurucudur, namert odur.

*****************

Ey yoldaş, ey arkadaş!  Sûfi, varlık oğludur (bulunduğu vaktin iktizasına göre iş görür). “Yarın” demek yol şartlarından değildir.

Sen yoksa sûfi bir er değil misin ? Vara, veresiyeden yokluk gelir.

****************

İste ama, derecesine göre iste; bir otun, bir dağı çekmeğe kudreti yoktur.

****************

Her çerçöp (mesabesinde olan,) gönül dikenini görseydi gamlar, kederler; herkese el uzatabilir miydi?

****************

Peygamber demiştir ki: “her kim sırrını saklarsa çabucak muradına hâsıl olur; dedi.

Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yeşillenmesiyle neticelenir.

****************

Altın ve gümüş gizli olmasalardı... madende nasıl musaffa olurlar, nasıl altın ve gümüş haline gelirlerdi?

 ****************

Ancak zâhiri güzelliği ait bulunan aşklar aşk değildir. Onlar nihayet bir âr olur.

****************

Tavus kuşunun kanadı kendine düşmandır. Nice padişahlar vardır ki kuvvet ve azametleri helâklerine sebep olmuştur.

  ****************

Garez gelince hüner örtülür. Gönülden, göze yüzlerce perde iner.

****************

İnsan tarafgirlikten hiddet ve şehvetten şaşı olur.

***************

Ey asıl arayan kimse! Şu aslı bil ki kimde dert varsa o, koku almış, dermana ermiştir.

Kim daha ziyade uyanıksa o daha ziyade dertlidir. Kim işi daha iyi anlamışsa onun benzi daha sarıdır.

Hak’ kın cebrinden âgah isen feryadın nerde? Cebbarlık zincirini görüşün hani?

**************

Agâh ol, bir gönüldeşten gönül gıdasını al, onunla gönlünü gıdalandır. Yürü, ikbali bir ikbal sahibinden öğren!

**************

 Hakikatte ateş olan, fakat suya benzeyen bir âlemden çık, bu ateşe gir de ateşe  benzeyen suyu gör!

**************

Allah bir kimsenin perdesini yırtmak isterse onu, temiz kişileri tan etmeğe meylettirir.

*************

Zahiri sebep hakiki sebep olmaksızın kendi kendine nasıl meydana gelir?

  *************

Adı, sanı belli kişi ! kazanmayı bir addan başka bir şey bilme; ey kurnaz ve hilekâr adam! Çalışmayı bir vehimden başka bir şey sanma.  

*************

Duygu ehlinin, yalnız zahire itibar edenlerin bilgileri, o yüce bilgiden süt emenler için ağız bağıdır.

Gönül katresine bir inci düştü ki o inci denizlere; feleklere bile verilmemiştir.

Ey sûrete tapan! Niceyecek sûret kaygısı? Senin mânasız canın sûretten kurtulmadı gitti.

Eğer insan sûretle insan olsaydı Ahmed’ le Ebu Cehil müsavi olurdu.

 ***************

Canı, nur denizinde gark olduktan sonra ona, kötü ve çirkin sûretin ne ziyanı var?

***************

Bilgi Süleyman mülkünün Hâtemidir; bütün âlem cesettir, ilim candır.

***************

Gerçi diken suyun dibinde gizlidir, fakat sana batınca mevcudiyetini anlarsın.

Vahiy ve vesveselerin ıstırapları, binlerce kişiden gelir, bir kişiden değil.

Şüphe ediyorsan sabret, duyguların değişince onları görürsün, müşkül hallolur;

O vakit kimlerin sözlerini reddetmişsin, kimleri kendine ulu eylemişsin, görürsün.

***************

Danışmak insana anlayış ve akıl verir; akıllar da akıllara yardım eder.

Peygamber “Ey tedbir sahibi, danış ki kendisiyle danışılan kişi emindir” dedi.

*************

Aynanın berraklığını yüzüne karşı öğersen nefesinden ayna çabucak buğulanır, bulanır, bizi göstermez olur.

Şu üç şey hakkında dudağını kıpırdatma: Gittiğin yol, paran, bir de mezhebin.

*************

Sözler, yazılar tuzaklara benzer.Tatlı sözler, bizim ömrümüzün kumudur.

İçinde su kaynayan kum pek az bulunur; yürü onu ara!

  • Ey oğul o kum Allah eridir. O er kendinden ayrılmış Hak’ a ulaşmıştır.
  • Ondan, dinin tatlı suyu kaynayıp durmaktadır. İstekliler o sudan hayat bulurlar, gelişirler, yetişirler.
  •  Allah erinden de başkasını kuru kumsal bil ki o kumsal, her zaman senin ömür suyunu içer, mahveder.

*************  

Kalemin rüzgârdan, kâğıdın sudan olursa ne yazarsan derhal yok olur.

Mânasız söz, su üstüne yazılan yazıdır. Ondan vefa umarsan iki elini ısırarak dönersin (pişman olursun).

*************

Can apaçık olduğundan, pek yakın bulunduğundan görünmez. İnsan içi su ile dolu, kupkuru küp gibidir.

Kırmızı yeşil ve sarı... bu üç renkten önce ziyayı görmezsen bunları nasıl görürsün?

Gözünün nurunun nuru da gönül nurudur. Göz nuru gönüllerin nurundan meydana gelir.

Gönül nurunun nuru da, akıl ve duygu nurundan olmayan, onlardan ayrı bulunan Allah nurudur.

Geceleyin nur yoktu, renkleri görmedin. Nurun zıddıyla tereddütsüz olarak bilirsin.

Allah; bu zıddiyetle gönül hoşluğu meydana gelsin her şey iyice anlaşılsın  diye hastalığı ve kederi yarattı.

Şu halde olan şeyler; zıddıyla meydana çıkar.Hâk’ kın zıddı olmadığından gizlidir.

 **************

Bilgiden düşünce dalgası zuhura gelince mâna, söz ve sesten bir sûret düzdü.

Sözden bir şekil doğdu, yine öldü. Dalga kendini yine denize iletti.

Sûret s, yine öldü. Dalga kendini yine denize iletti.

Sûret sûretsizlikten çıktı, yine sûretsizliğe döndü. Zira biz yine Allah’ a döneceğiz.

Şu halde sen her göz açıp kapamada ölüyor, diriliyorsun. Mustafa “Dünya bir andan ibarettir.” buyurdu.

Bizim fikrimiz havada bir oktur. Havada nasıl durur? Allah’ a gelir.

Her nefeste dünya yenilenir. Fakat biz, dünyayı öylece durur gördüğümüzden bu yenilenmeden haberdar değiliz.

Ömür su gibi yeniden yeniye akıp gider. Fakat cesette bir daimilik gösterir.

Elinde hızlı hızlı oynattığın ucu ateşli bir sopa nasıl upuzun ve tek bir ateş hattı gibi görünürse ömür de pek çabuk akıp geçtiğinden daimi bir şekilde görünür.

Ateşli çöpü sallasan ateş gözüne upuzun görünür.

Bu ömür uzunluğu da Allah’ın tez tez halk etmesindendir.

**************

Bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır.

Deniz, bu kereminden dolayı eksilmez; ihsanı yüzünden aşağılanmaz.  

**************  

Yarabbi, sen kahır şarabiyle insanı sarhoş edersen yok olan şeylere varlık sûretini verir, onları var gibi gösterirsin.

 **************

Sarhoşluk nedir? Taşı gevher, yünü yeşim taşı görecek kadar gözün bağlanması, görmemesidir.

Sarhoşluk nedir? Ilgın ağacı göze sandal ağacı görünecek kadar duyguların değişmesidir!

***************

 

 

Geri ] Yukarı ] İleri ]

      

        Tasarım Elif

 

 ***Yenilikler***

Yazıya Yeni Yazılar

Sızıya Yeni Şiirler

Alıntıya Nazan Bekiroğlu'ndan Alıntılar

Merceğe  Cahit  Zarifoğlu Linki

Mevlanaya yeni bölümler ve

Mesneviden yeni hikayeler Eklendi

 

 

 

 

 

 

 

 

Ana Sayfa    Yazı    Sızı   Alıntı    Mercek   Sizden Gelenler     Linkler     Hakkımızda Geri ] Yukarı ] İleri ]